• İletişim
  • 0 242 317 11 00 - 0 545 216 08 41 / info@isilceri.com

Pazartesi - Cumartesi ( 09.00 - 19.00 )

leke.jpg

LEKE TEDAVİSİ

Hiperpigmentasyon (lekelenme), genellikle orta yaştaki bireylerde, genellikle bayanlarda, sıklıkla uzun dönem güneş maruziyeti, bazı ilaç veya kimyasal maddeler veya hastalıklar sonucunda gelişebilen, kozmetik sorun yaratan bir problemdir.

Hiperpigmentasyon tedavisi zorlu ve uzun bir süreç  gerektirir. Klinik iyileşmenin devamlılığı için hasta da doktora uyum göstermeli, güneşe cildini aşırı derecede maruz bırakmamalı ve mutlaka güneş koruyucu da kullanılması gerekmektedir.

Lekelenmenin nedenlerini anlamak, lekenin ne kadar zamandır mevcut olduğu ve yaklaşık olarak deride hangi seviyede olduğu tedavi sürecinde ve tedavi seçiminde önem taşımaktadır.

Hiperpigmentasyonda derinin normal yapısında bulunan melanin pigmentinin aşırı düzeyde artışı mevcut olup, birikim epidermal, dermal veya her iki seviyede de bulunabilir.

Melanin sentezinin artışı, varolan melanositlerden melanin sentezinin artışı sonucu olabileceği gibi, aktif melanositlerin çoğalması sonucu da görülebilir.

*Hormonal bozukluklar

*Gebelik

*Aşırı stres

*Kronik toksifikasyon

*Karaciğer bozukluğu

*Uygunsuz girişimlere bağlı (aşırı agresif tedaviler) postinflamatuar hiperpigmentasyon

*Aşırı güneş (UV ) maruziyeti

*Uygunsuz kozmetikler

*Ağda işlemleri

*İlaçlar (östrojen, tetrasiklin v.b.)

*Fotoduyarlılaştırıcı ajanlar ciltte lekelenmeyi arttırabilir.

Hiperpigmentasyon Tedavisi;

Topikal Ajanlar;

Bu ajanların birçoğu hidrokinon, retinoik asit, azelaik asit, kojik asit, glabridin, askorbik asit gibi ürünler içermektedir.

Genellikle hafif lekelenmeleri olan vakalarda ilk basamak tedavide kullanılabilir. Klinik ortamında yapılan dermal düzeydeki tedaviler kadar etkili değildir. Klinikte yapılan tedavilere destek amaçlı kullanılabilir.

Kimyasal Peeling;

Amaç, genelde kullanılan meyve asitleri ile uygun derinlikte bir soyma işlemi oluşturmaktır. Bu sayede derinin üst tabakası atılmış olur, alttan yeni doku gelir. Bu dönemde güneşten iyi korunmak önemlidir. Bu nedenle genellikle yaz aylarında uygulamak tercih edilir.

Son yıllarda kozmetik sektöründe ilerlemeler ile kombine peelinglerde geliştirilmiştir.

Hafif ve Yüzeyel Peeling’ler;

Alfa hidroksilik asit, salisilik asit, glikolik asit, laktik asit, mandelik asit, fitik asit, sitrik asit, kojik asit kullanılabilir.

Orta Derinlikte Peeling’ler;

TCA (Trikloroasetik asit), Jessner peeling’ler kullanılabilir.

Derin Peeling;

Fenol peeling kullanılabilir. Ağır bir tedavi olup, ameliyathane koşullarında uygulanmalıdır.

Yoğun Pulse Işık Tedavisi (IPL);

IPL (yoğun pulse ışık) tedavisi gerçek bir lazer sistemi değildir. IPL sistemi ile cilde yüksek yoğunlukta ışık pulsları gönderilir.

Genelde 2-3 hafta aralarla 3-5 seans uygulanabilir.

Melaninin ışık pulslarını yüksek yoğunlukta absorbsiyonu ile lekelerde açılma sağlayabilir.

LED Işık Tedavisi;

Yeşil Işık (532 nm)

Melanosit üretimini baskılayarak, leke tedavisinde kullanılabilir.

 

Dermal Terapiler;

Mezoterapi, dermapen, iğneli radyofrekans yöntemleridir.

Dermapen ile mikroiğneler sayesinde deride mikrokanallar açılır. Lekelenmeyi giderici özel serumlar bu kanallar sayesinde derine nüfuz edebilir.

Ayrıca deride oluşan mikro hasarlar tekrar yeni kollajen ve elastin salgılanmasını arttırarak, derinin kendini yenilemesini sağlar.

Mezoterapi leke tedavisinde gerek el yardımı ile, gerek mezoterapi tabancası kullanarak lekelenmeyi gidermek için kullanılacak Arbutin, kojik asit, retinoik asit, vitamin C gibi ajanlar veya hazır kokteyller direkt hedefe gönderilir.

Lekelenmenin derecesine göre seans sayısı değişkenlik gösterir.

Lazer Sistemleri;

Melaninin 351-1064 nm arasında yer alan geniş spektrumu, selektif fototermoliz ile birçok lazerin kullanımına olanak sağlamaktadır. Lazer ışınları, melanozomlarda yüksek ve ani ısı artışı oluşturarak, melanositleri yıkıma uğratmakta ve yıkıma uğrayan melanositler makrofajlar aracılığıyla uzaklaştırılmaktadır.

Kısa dalga boyundaki (<600 nm) lazerler düşük enerji akımı ile sadece yüzeysel pigmente lezyonlarda kullanılabilmektedir.

Uzun dalga boylu (>600 nm) lazerler daha derin dokulara geçebildiğinden dermisteki pigmente lezyonları hedef alabilmektedir.

Tedavide;

*puls dye (510 nm)

*Krypton (520-530 nm)

*Çift frekanslı Nd:YAG (KTP) (532 nm)

*Q anahtarlı ruby (694 nm)

*Q anahtarlı Alexandrite (755 nm)

*Q anahtarlı Nd:YAG (1064 nm)

*CO2 (10.600 nm)

*Er:YAG (2940 nm)

*Argon (488-630 nm) diode lazerler kullanılabilir.

Hipopigmentasyon, hiperpigmentasyon ve bazen atrofi pigmentasyonun lazer ile tedavisinde ortaya çıkabilen yan etkilerdir.

Pigmente benign lezyonların tedavisinde, pigment spesifik olmayan ve ablatif olmayan lazer sistemleri de kullanılmaktadır.

Bu amaçla Er: Glass lazer (1550 nm) ve Thulium fiber lazer (1927 nm) sistemleri kullanılabilir.

Yoğun puls ışık kaynakları (IPL, 515-1200 nm) ve puls dye (puls boya) lazerler (PBL, 595 nm) de pigmente deri lezyonlarının tedavisinde oldukça etkilidir.